28 Eylül 2011 Çarşamba

Bir, İki, Üç : Ses Veriyorum !


İnanamıyorum! Hiç bu kadar ayrı kalmamıştım blogumla, özellikle internetle.. Tatildeki son günlerim oldukça keyifli geçiyor. Daha hüzün belirtileri göstermedi bünyem :) Aslında yazacak olduğum güzel mi güzel yazılar birikti. Nereden başlasam bilemiyorum. Ancak şuan için tüm bunları yazabilmem mümkün değil. Kalan birkaç günümün tadını çıkarmaya bakıyorum. Sonrasında okul zaten...Okulum bu pazartesi başlasa da ben tatili bitirip dönemedim. Artık yeter dediğinizi duyar gibiyim. Kesinlikle hak veriyorum. Ben de yavaştan sıkılmaya başladım :) Valiz toparlama kısmına dün itibariyle adım attım. Daha koymam gereken birkaç şey daha var, ama olsun. El çabukluğuyla hemen hallederim nasıl olsa ;)

Şimdilik kısa bir özet geçmiş olayım. Daha sonra yeni yazılarımla karşınızda olacağım. Okuyamadığım yeni yazılarınızı da tek tek okuyacağım. Bundan şüpheniz olmasın ;) Hepinizi çok öpüyorum!

14 Eylül 2011 Çarşamba

MİM #7 - Ölmeden Önce Mutlaka...

Sevgili DeepTone bana güzel bir mim yollamış. Acaba konusu neymiş. Başlıktan az çok anlamışsınızdır, sizi uyanıklarrrr :)

Mim'in Konusu : Ölmeden önce mutlaka yapmalıyım dediğiniz şey/şeyler nelerdir?

Bir zamanlar " Ölmeden Önce Yapmanız Gereken 100 Şey " çerçevesinde pek çok şey yazılmıştı. Kitaplar çıktı, programlar yapıldı vs. Ancak hepsini gerçekleştirebilmemiz mümkün müdür? Orası ayrı bir tartışma konusu. Kişinin kendi isteğine göre bu 5 şey de olabilir, 55 şey ya da 555 şey de olabilir. Tamam, bu biraz abartı oldu, kabul ediyorum :)

Gelelim kendi yapmak istediklerime :

1- Dünya Turu :  Kendimi bildim bileli hep dünya turuna çıkmak istemişimdir. Şöyle güzel bir gemi -cruise- eşliğinde değişik pek çok ülkeyi gezebilmek... Bu isteğimi alevlendiren etken ise televizyondaki gezi programları. İlk olarak Acun Firarda programıyla başlayıp daha sonraları Gülhan'ın Galaksi Rehberi, Ayhan Sicimoğlu'nun programlarıyla devam etti. "Hastasıyımdır! ( Bilenler bilir bu kelimeyle ne anlatmak istediğimi ) bu programların. Çoğu zaman Alice Harikalar Diyarında misali Lolita, o harika diyarlara yolculuk etmiş kadar olur. Pek de mutlu olur. Bakınız : " :):):) ".  Şimdilik bazı ülkelere adım attığım için çok memnunum. Hani derler ya: " İlk adımı at, devamı gelir." Ben de buna inanıyorum ;)



2- Evlilik : Hayatımı daha da anlamlandıran, bana uygun birisiyle, doğru zamanda, hayatımın sonuna kadar birlikte yaşayacağım kişiyle sağlıklı, mutlu, huzurlu bir şekilde beraber olmak... Güzel bir duygu...





3- Dalış Yapmak : Sessiz dünyayı keşfetme fırsatını daha fazla ertelememek gerek :) Suyu çok severim. Hele denize bayılırım. Yazın tercihim havuz yerine deniz olur zaten. Balıklarla birlikte yüzdüğümü bilirim. Ben yüzerken yanımdan geçerler, adeta dans ederler suda. Bana özgürlüğün ne demek olduğunu hatırlatır. Belki de bu yüzden dalış yapmak apayrı bir keyif verecek bana. Bin bir çeşit canlıyı görebilmek kendimi biraz tedirgin hissetmeme sebep olsa da dalış yapmayı istiyorum. Güzel bir spor ;)



Başka başkaaa... Hayatın akışı içerisinde şunu kesin yapmalıyım dediğimiz şeyler mutlaka olur da, şimdi yaz diyince gelmiyor insanın aklına...

Tamam, şimdi aklıma bir şeyler gelir gibi oldu. Kitap okumayı çok severim. Bu yüzden evimin bir odasında kendime ait bir kütüphane olmasını isterim ve ne kadar kitap okuduğumu görebilmek benim okuma zevkimi kat ve kat arttırabilir mesela :)



Listem zamanla, bakış açım değiştikçe şekillenecektir mutlaka. Şimdilik aklıma gelenleri paylaşmış oldum sizlerle ;)

Mimlediklerim : Bu mim'de hiçbir okuyucumu ayırt etmek istemiyorum. Herkes kendi hayalini yazıya aktarabilir. O yüzden bu mim, tüm okuyucularıma yollandı bile ;)

11 Eylül 2011 Pazar

Sonbaharda Bir Pazar Günü

Sabah geç saatte ve zinde bir şekilde uyanmanın mutluluğunu yaşıyorum. Geç bir saat diye nitelendirdim ancak saat 10.30 sularında gözlerimi açtım. Yarım saat kadar şekerleme yapmayı planlıyordum. Fakat gün ışığı gözlerimin derinliklerine erişip, onları rahatsız ettiği için kalkmayı tercih ettim. Evde renk renk göz pedlerim olmasına rağmen bir türlü akıl edip gece takmayı unutuyorum. Akşam saatleri eve geç gelince makyajımı temizlediğim gibi doğru yatağımda soluğu alıyorum. E hal böyle olunca ister dünyanın en tatlı renginde olsun o göz pedleri, insanın umurunda bile olmuyor. Uykunun tadı bambaşka geliyor :)

Tatilimin sonlanmasına birkaç haftam kaldı. Önümüzdeki hafta yeni okul dönemimin heyecanlı ve de stresli adımını atacağım. Ders seçimi! Ne kadar "seçim" olarak adlandırılırsa adlandırılsın, onun hala bizlerin seçimi olduğuna inanmıyorum. Her dönem bir atraksiyon yaşıyorum. Ya istediğim dersin istediğim grubunu seçemiyorum ( sistem buna izin vermiyor, tek bir gruba kalıyorum) ya da o grup doluyor ve telefona sarılıp kontenjanı arttırmaya çalışıyorum. Anlayacağınız sıkıntılı günün eli kulağında!

Burada havalar yaz günlerini aratmıyor. Hala aynı sıcaklığını koruyor. Tek bir farkla; insan sayısı yaz aylarına göre daha az. Bazen sohbet ederken boş bulunup, "Yaz ortasında" gibi kelimeler serpiştirebiliyorum cümlelerimin arasına. Sonra durup, gülümsüyorum. Yaz mevsimi sona ereli birkaç gün oldu bile. Hala alışamadım demek. Sanırım bu cıvıl cıvıl havalar, kendisini unutturmak istemiyor :)

Akşama bir yere davetliyiz. O yüzden üzerimdeki sıcaklığı hafifletmek için banyonun yolunu tutmam gerekiyor. Uzaktan bakınca basit cümle gibi dursa da aldanmayın. Duş almak son zamanlarda tam bir eziyet haline geldi. Bütün bir yaz, her gün o uzun saçları yıkaması, bakım uygulaması o kadar zor ki. Şimdiden stresi sardı...

Şöyle ki, duş öncesi  ve sonrası için sağlam bir hazırlık gerekiyor. Duşa girmeden önce ellerimdeki ojelerin yenilenmesi gerekiyorsa hooopp soluğu aseton ve pamuk ikilisinin yanında alıyorum. Bu esnada ağızdan nefes almak şart. Kokusu hoşunuza gidiyor ise bol bol içinize çekebilirsiniz ;-P Bu işlem tamamlandıktan sonra -gerekli görüyorsam- saçlar taranır. Taranır ki yıkadıktan sonraki aşamada yıpranmalarına engel olalım. Tüm bunlar duşa girmeden önceki aşamalar sadece.
Şimdi sıra geldi duşa...Saçlar özel şampuanla yıkanır. Yaz aylarında her gün yıkadığım için bir kere şampuanlamam yeterlidir. Kışın ise iki kez...Saçlar yıkandıktan sonra saç uçlarına saç kremi/maskesi uygulanır. Bir süre bekletilir. Sabunun nemlendirici ve hoş kokulusu tercih edilir. Her duş esnasında olmasa da arada sırada cilt, ölü hücrelerden arındırılır. Bu kadar olayın ardından çıktın diyelim. Süreç bitmez, devam eder. A ve E vitamini içeren vücut kremi/losyonu tüm vücuda uygulanır. Yüz, temizlemeyici jel/köpük/sabun ile temizlenir. Gece yatmadan önce ise gözaltı kremi sürülür. Dişler uzun bir süre fırçalanır. Bunun ardından ojenin rengi kıyafetinize göre belirlenir ve tazeleme süreci başlar. Yatma safhasına gelinceye kadar enerjinizin çoğunu harcamış olursunuz. Bir de yatarken robot pozisyonunu almanız gerekir ki sabah uyandığınızda ojelerinizi tırnaklarınızda değil de çarşafınızda görmemeniz için ;)

Of of off...Ben bile şimdi fark ettim bu kadar yorucu olduğunu. Anlatırken içim bayıldı resmen :)) Neyse canlarım, bakım şart diyorum ve kendimi duşa atıyorum!

Günün sözü : " Yüzde maske ile dolaşmak yorucudur. Bunu ömür boyu yapabilen insanları tebrik ediyorum. Zor zanaat.. "

9 Eylül 2011 Cuma

MİM #6 - Karşı Cins Yerine Geçme

Bugün sizleri Mim'lere boğma gibi bir düşüncem var. Şaka şaka.. Bu ikinci ve de son mim'im olacak. En azından bugünlük ;)

Canım takipçilerimden olan Aslı ve DeepTone beni mimlemişler :))

Mim'in Konusu : Bir gün için karşı cinsin bedenine girseydik ancak ruhumuz ve beynimiz aynı kalsaydı ne yapardık?

Mim'in konusu biraz ilginç :) Aslında kızdığımız zamanlarda bunu çok söyleriz : " Keşke erkek olsaymışız ya..." , "Erkeklerin işi çok kolay tabii..." gibi sayısız cümleler sıralanabilir.

Neler yapardım?

1- Değişik karakterlerdeki kızlarla konuşurdum. Böylelikle hemcinslerimin düşüncelerini, bakış açılarını görürdüm.

2- Kızlarla " İlişkiler" üzerine konuşurdum. Doğrusunu söylemek gerekirse kız muhabbeti yapardım. Hem erkeklerin kızlar hakkındaki düşüncelerini hem de kızların erkekler hakkındaki düşüncelerini öğrenmiş olurdum. Malum bazı kız arkadaşlar erkek arkadaşlarıyla sırlarını daha açık bir şekilde paylaşabiliyor. Kıskançlık yapıp, kendi hemcinslerine tüyo vermekten kaçabiliyor ;)

3- Gece geç saatlere kadar dışarıda arkadaşlarımla takılırdım ya da gecenin bir vakti canım sıkıldığında tek başıma dışarıya çıkardım, arkadaşımın evine giderdim.

4- Derslerde şaklabanlık yapardım. Hoca beni dersten kovsa da umurumda olmazdı. Ne de olsa ertesi gün kendi halime döneceğim =D

5- Eğer erkek arkadaşımın yerine geçmiş olsaydım bana nasıl davranması, neler söylemesi gerektiğini vs. söyler, onu bu haline alıştırır ve ertesi gün normal halimize döndüğümüzde de aynı şekilde devam etmesini isterdim ;-D

Mimlediklerim : BirİnceSes , Mia Wallace , HeelsAreMyDrugs

MİM #5 - Blogger'da Ne Eksik?

Geçen gün aklıma çok güzel bir konu gelmişti yazmak için. Ancak o sırada elimde kağıt-kalem ya da telefon olmadığından not edemedim ve şuanda da o konuyla ilgili hiçbir şey hatırlayamıyorum. Ne güzel değil mi?

Yazacak olduğum çok güzel iki Mim'im var. Ben de o mim'leri daha fazla bekletmek istemiyorum ve hemen ilkini yazıyorum. ( Bahaneyle yazacak bir konu ortaya çıkmış oluyor, eheh )

Şeker Mia'cım beni mimlemiş :)

Bu mim'in amacı :

Blogger'da ihtiyaç duyduğunuz, olmayan ya da farklı olmasını istediğiniz özellikleri belirtmek. Ne kadar birlik ve beraberlik içerisinde olduğumuzu birbirimize de gösterebilmekmiş...

Bu yapılan eleştireler ne kadar yerini bulur bilmiyorum, ancak bu mim çok iyi bir başlangıç olmuş. Blogger gerçekten de dört dörtlük diyebileceğimiz bir site değil ne yazık ki. ( Bizlere sunulan olanaklar açısından ) Daha iyi bir site haline getirilebilir mi? Elbette!

Mim Kuralı: Elinizden geldiğince çok mimleme yapınız ki Google'a sesimizi duyurabilelim. Yani en az 5 kişiyi mimleyebiliyorsunuz.


Gelelim benim sıkıntıma... Blogger'ı kullanmaya başladığım günden itibaren ilk ve hemen hemen tek problemim " Yazı Tipi ve Rengi " oldu. Şimdi efendim durum şöyle :
Ben bilgisayar başına oturur oturmaz blog sayfamı açıp, hadi bir yazı yazayım şuraya diye geçmiyorum karşısına. Yani açtığım anda konu bulup yazmaya başlamıyorum. Bazen öyle bir durum oluyor ki, birden zihnimde bir aydınlanma oluyor ahh şu konuyu hemen yazmalıyım diyorum. Word dosyasını açıyorum ve oraya yazmaya başlıyorum. Fakat gelin görün ki Word yazımı buraya kopyala-yapıştır yaptığım zaman tüm yazı tipi ve rengi blogumdakinden tamamen farklı oluyor. İlk zamanlar bu iki sorunu bir arada yaşıyordum. Ancak yazı rengini hiç ama hiç çözemedim!  İlla yazıyı yeni kayıt bölümüne yazmam gerekiyor. Bazen öyle ki, bundan dolayı yazmaktan vazgeçtiğim bile oluyor! Çünkü teker teker o uzun yazıyı tekrar yazmaya çabalıyorum. Bu da insana bıkkınlık veriyor...

Bir diğer sorun ise, Yazılar Arasındaki Boşlukları Blogun Kendisinin Belirlemesi...
Yazımı yazarken aralarındaki boşlukları "Yeni Kayıt" bölümü altında yazarken her şey tıkırında...Fakat o yazıyı yayınladıktan sonra her şey apayrı! Ben o yazının arasında o kadar boşluk bırakmamıştım ki filan diyorsunuz. Herhalde gözümden kaçtı diyip, tekrar düzenlemeye başlıyorsunuz. Sonuç = Sıfır !

Bir deee... O kadar çok şikayet ettim ki, söylemeye çekiniyorum artık :) Resimleri Ekleme ...
Yazımı yazmışım, tam istediğim gibi olduğuna inanmışım.. Tam resim eklemek istiyorum bir de ne göreyim, kocaman bir Hata veriyor!  (X) tuşuna basıyorum ve tekrar deniyorum. Yine Hata!
Tekrar...Tekrar...Tekra...Tekr...Tek...Te...T...
O kadar denemeden sonra pes ettiriyor tabi ve ertesi güne yazım kalıyor. Ben ne anladım şimdi. Hevesim kursağımda kalıyor!

Yani işte durum bundan ibaret Sevgili Blogumm, canımmm :) Tüm bunlardan ruhunu arındırırsan seni daha bir seveceğim. Sesimi, daha doğrusu sesimizi duyman dileğiyle!

Mimlediklerim :
DeepTone , Aslı , Missbone , * b3n(gü)nlük * , .. Đëjάώυ ..  , Coco-Jelly , Ennstyle , Modafobik

7 Eylül 2011 Çarşamba

Saç Bakım Ürünlerim

Herkese merhaba!


Geçen postumun Türkçe çevirisini istek üzerine yazmaya karar verdim J İşin tuhaf tarafı İngilizceden Türkçeye çeviri yaparken bu kadar zorlanacağımı düşünmüyordum J Neyse artık, bu yola baş koyduk, geri dönmek olmaz :)

Sabahları güneş ışığı beni acayip öldürüyor. Gözlerini açmak için çaba harcadığını söyleyeceksiniz muhtemelen. Çarşamba günleri biraz şaşırtıcı oluyor, sizce de öyle değil mi?

Bugün muhteşem moddayım ve Saç Bakım Ürünlerimi yazmaya karar verdim.

Bugün dünyada saç bakımı için birçok harika marka var. Ama asıl soru “ Hangi ürünleri kullanmalıyız?”. Saç sağlığımı koruma konusunda biraz takıntılı olduğumu söyleyebilirim. Çünkü son birkaç aydır çok fazla saçım dökülüyor. Belki, aşırı stresten? Bilmiyorum…Doktora gittim ve bazı testler yaptılar. Sonuç = HİÇBİR ŞEY. Her neyse! Vitaminlere ve Biotin alımına – E vitamini– inanan birisiyim. Böylece güçlü saçlara, cilde ve tırnaklara sahip olabilirsiniz. En önemli şey ise, çok fazla su içmek! Su, sağlıklı cilt ve tırnaklara sahip olmanızı sağlayacaktır. ( Genel olarak tüm vücudunuza ) Kendimi su içme konusunda çok zorluyorum. Ama kışın, çok fazla su içemiyorum ve bu beni üzüyor. Sadece yazları yeteri miktarda su tüketebiliyorum. Yazı çoook seviyorum. Sanırım bu cümleyi bir çok kez kurdum, huh? :)

Tamam, şimdi sıra geldi kullandığım ürünler hakkında konuşmaya :




( 1 ) Klorane – Kininİçeren Saç Dökülmesine Karşı Canlandırıcı Bakım Şampuanı :

Tüm Klorane bitkileri çok iyi bilinen etkileri ve mükemmel toleransları nedeniyle seçilmişlerdir. Klorane Phytofiliere adı verilen gerçekten çok sıkı / titiz kural ve normlara göre yetiştirerek hasat edilirler. İlaç endüstrisinde kullanılan bilimsel prosedürlerin tamamı uygulanarak, bu ekstreler aktif içerikler kadar damıtılırlar. Bu da etkinliğin daha da artmasını sağlamaktadır.

Klorane Kinin içeren bakım şampuanı, içeriğindeki B vitamini kompleksleriyle saç yapısının güçlenmesine ve saçın uzamasını hızlandırmaya yardımcı olur. Saçın kolay şekil almasını ve eski sağlığına kavuşmasına yardımcı olur.

Düşüncelerim : Bu şampuanı eczaneden almıştım. Oradaki beye saç dökülmesi hakkındaki problemlerimi söyledim ve benden bu ürünü kullanmamı istedi. Avene markasının çıkarmış olduğu bir şampuanmış. Ama saç dökülmeme pek yardımcı olduğunu söyleyemem. Belki de düzenli olarak kullanmadığım içindir. Yaz mevsiminde olduğumuz için hemen hemen her gün saçlarımı yıkamak durumunda kalıyorum. Saçlarımı yıkadığımda saç tellerim tabir-i caizse gıcır gıcır oluyor :) Biraz kurutuyor sanki. Yazın her gün yıkanan saçlar ve güneşin etkisiyle zaten kuruyan saçlarıma pek iyi gelmedi. O yüzden saçlarımı yıkadıktan sonra saç diplerime masaj yaparak uygulayıp, biraz beklettikten sonra yıkıyorum. Buarada kokusu da pek hoş :)

Fiyatı : 30-40 TL arası
Nereden Aldım/Alabilirim? : Büyük eczaneler



( 2 ) Kerastase Specifique Bain Prevention GL ( Yeşil Renkli ) / ( Saç Dökülmesine Karşı Şampuan – Seyrelmekte Olan Saçlar İçin ) :


İnce telli saçlar için dökülme önleyici şampuan olarak da biliniyor.

Kullanma Talimatı : 1-Islak saça uygulayın. 2- Saç derisine masaj yapın. 3- Durulayın.

Düşüncelerim : Ablam bu şampuanı kullanıyordu. Bir baktım, daha sonra benim için de gitmiş,almış. Çok sevindim J Bende yeni bir ürün aldığım zaman hemen deneme isteği olduğu için bir kere kullandım. Kokusu muhteşem! Saçlarınızı pamuk gibi yapıyor. Ancak 250 ml olduğu için yazın kullanmayı pek düşünmüyorum. Kış mevsimine bir girelim, bir de şu elimdeki diğer şampuanları bitireyim hemen kullanmaya başlayacağım.

Kuaförlerden Kerastase Saç Bakım Ürünlerine ulaşabilirsiniz. Bu kullandığım şampuan 40 TL ye kuaförlerde satılıyor. Almak isteyenler kuaförlerine doğru yola koyulmaya başlamışlardır ;-P

Fiyatı : 40 TL
Nereden Aldım/Alabilirim? : Kuaförler

  

( 3 ) Kerastase Stimuliste ( 125 ml ):


Kullanım Şekli - Düşüncelerim : Bu ürün, saç dökülmesine karşı enerji veren günlük bakım spreyi. Saçımı yıkadıktan sonra, suyunu iyice sıkıyorum ve kurutma aşamasına geçiş yapıyorum. Daha sonra saç diplerine gelmesine dikkat ederek belirli noktalara sıkıyorum. Zaten sıktığınız noktalardan yavaş yavaşaşağıya doğru aktığını hissediyorsunuz. Bu durumda hemen saç diplerime masaj yaparak, emmesine yardımcı oluyorum.

Fiyatı : 100 TL
Nereden Aldım/Alabilirim? : Kuaför

  

( 4 ) Toni & Guy Rapid Response Leave-In Conditioner :

Yoğun formüllü bu maske, saçınıza ekstra bir nem sağlar. Saçta gerçekleşen kırılma, çatallanma ve düğümlenme gibi olumsuzlukların önüne geçerek, saç bakımının ana hatlarını yansıtan eşsiz bir üründür. Güçlü, pürüzsüz, yumuşak dokunuşlu ve esnek saçlar yaratmak artık elinizde...

Kullanım Şekli - Düşüncelerim : Islak ya da nemli saça uygulanıyor. Ancak ben saçlarımı iyice duruladıktan sonra ıslak saça uyguluyorum ve kurutma işlemine geçiyorum. Kesinlikle durulama yapılmıyor. Çok az bir miktar kullanmak yeterli oluyor. Böylece uzun bir süre kullanabiliyorsunuz. Bereketli bir ürün kendileri :)


Toni & Guy'ın kullandığım ilk ürünü. Bir ara şampuanını da denemeyi düşünüyorum. Aranızda deneyenleriniz varsa yorumlarınızı beklerim ;)

Fiyatı : 30-40 TL arası
Nereden Aldım/Alabilirim? : Watsons




Not: Türkçe çevirisi olsun dedik, çevirinin üzerine çıktık. Ama olsun, Türkçe ifade ederken daha fazla bilgi vermiş oldum size ;)


6 Eylül 2011 Salı

Lolita Hangi Prenses Olduğunu Bulma Yolunda

Tatlı Nora'cım beni mim'lemiş, pek de iyi yapmış :) Bayram tatili vs. sebeplerle ne yazık ki uzun bir süre blogumla ilgilenemedim. Yazacak o kadar çok şey birikti ki.. Neyse, sızlanmayı bir kenara bırakalım. Ne o öyle daha yazının başında sızlanmalar, yakınmalar filan :-P

Mim'in konusu : " Hangi Prensessin? " ( Konusunu okuyunca bile tatlılığı ortaya çıkıyor mim'in, öyle değil mi? :) )


Cinderella / Külkedisi :

[ ] Ebeveynlerinden biri vefat etti.
[ ] Çok ev isi yapman lazim
[*] süslenmeyi seviyorsun
[*] hayvanları seviyorsun
[ ] annen çok sert
[ ] seni kıskanan kiz kardeşlerin var
[ ] görüsünü söylemekten korkuyorsun
[ ] ayakkabılarını bikere arkadaşının evinde unuttun
[ ] sari sacin var


Jasmin / Yasmin :

[ ] Baban zengin/ önemli biri
[*] aptal degilsin
[ ] sen ötekinler gibi degilsin, değişiksin
[ ] hayatta parası çok olduğu içinbirisiyle evlenmezsin
[ ] kendine çok hedef koydun
[ ] fazla arkadaşın yok
[*] özgürsün
[ ] zenginsin
[ ] ebeveynlerin hayatini kontrol etmek istiyor


Arielle:



[ ] ebeveynlerinin seninle ilgili beklentileri çok
[*] kurallara uymaya çalışıyorsun ama zor geliyor
[ ]kışkırtıcısın azcık
[ ] 3ten fazla kardeşin var
[ ] birseytopluyorsun
[*] uzun sacin var
[*] ev hayvani olarak baliğin vardı
[*] fazlaca meraklısın
[ ] çoksafsın, herseye inanıyorsun


Chneewittchen / Pamuk Prenses :

[*] çirkin olmadığını biliyorsun
[ ] annen bazen seni kıskanıyor
[ ] az kalsin öldürülüyordun bi kere
[ ] Gıda zehirlenmen vardı bikere
[ ] kısa sacın var
[ ] herkesle gidersin, tanımadığıninsanlarla da
[ ] tüm arkadaşların farklı
[*] severek konuşuyorsun
[ ] dışarıda içerden daha mutlusun


Mulan / Mulan savasci prenses :



[ ] erkek fatmasin
[ ] ailen/arkadaşların biraz daha kizgibi olmanı istiyorlar
[ ] baska biri oldun bikere,kendin olduğungibi olmadın
[ ] birisiyle kavga ettin
[ ] evden kaçmayı düsündün
[ ] ebeveynlerin senin hayatiniplanlıyorlar
[ ] iyi zamandan daha çok kötü zamanınvardı
[*] aileni o kadar çok seviyorsun ki, onları korumak için her şeyi yaparsın

Dornröschen:

[ ] ebeveynlerin olmadığı insanlarla beraberyaşıyorsun
[ ] az kalsin genç ölüyordun
[*] sen nazik, sevgi dolu ve düşüncelisin
[*] sarki söyleyebiliyorsun
[*] hafta sonları gec saate kadar uyuyorsun
[ ] çoğu zamanını disarda geçirmeyeçalışıyorsun
[ ] manevi evlatsın, ebeveynlerin esahebeveynlerin degil
[*] çok romantiksin
[*] pembe en sevdiğin renklerden biri
Pocahontas:

[*] büyük illeri gezmeyi seviyorsun
[ ] dindar degilsin, daha çok spiritüal
[ ] seninle ayni kökenli(türk) olmayan birisiyle çıktın
[ ] ailenden birini kaybettin
[*] ebeveynlerin seni çok koruyor
[ ] ailenden biri savaşta suan
[*] doğayı seviyorsun
[ ] siyah saçların var
[*] daha güzel daha egzotik bir yere taşınmak isterdin















Seçenekleri şöyle bir değerlendirecek olursak 5 yıldıza sahip olan “ Dornröschen “ çıktım. Yaniii “ Uyuyan Güzel “ ! J İlk olarak 1697 yılında yayımlanmış ünlü bir masalın kahramanı olan genç ve güzel bir prenses oluyor kendileri ;-P

Mimlediklerim :
- Ecem Akar
- Ciiiyni
- CYK